Sürdürülebilirlik
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA VİZYONU
“Büyük kurtuluş” varsayımın aksine sanayi devrimi sonrasında oluşan uluslararası ekonomik büyüklüğün tek başına bir başarı hikâyesi oluşturamadığını görmekteyiz. Ekonomik büyümenin ve toplumsal refahın insani gelişimle birlikte ölçülmesi elzemdir. Dünya gündemini korkutucu bir biçimde meşgul eden “küresel ısınma”, “iklim değişikliği”, “çevre kirliliği” veya “toplumsal cinsiyet ayrımı”, “eğitimsizlik”, “işsizlik” gibi toplumsal yıkımlara neden olabilecek büyük sorunları ortadan kaldırmak amacıyla uluslararası platformlarda çeşitli araştırmalar ve çalışmalar yürütülmektedir. Bu araştırmalar, “sosyal ve çevresel ilerlemeyi kapsamayan bir büyümenin daha iyi bir dünya yaratmak ya da geleceğimizin refahını güvence altına almakta yetersiz kaldığını” göstermiştir. Ayrıca, geçtiğimiz yüzyılda dünyamızdaki mevcut kaynakların %50’sinden fazlasını tükenmiş bulunmaktadır. Bunun en önemli sebebi doğal kaynakların aşırı kullanılmasıdır. Kendini yenileme şansı verilmeyen doğal kaynaklar, gelecek nesiller için aynı zamanda açlık ve kıtlık anlamına gelir. Sosyal ve çevresel boyutu eksik ekonomi modelinin uygulanışı bu hızla devam ederse, yakın gelecekte, insanlığın varoluşu tüm diğer canlılarla birlikte tehlikeye girecektir.
Günümüzde, ekonomik ilerlemenin, toplumların sosyal ve çevresel gelişim boyutunu hesaba katan yeni nesil büyüme modelleri “Sürdürülebilir Kalkınma” olarak tanımlanmaktadır. Geleceğin ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tüm sosyal-çevresel risklerle birlikte doğru hesaplayarak ve kaynakları doğru kullanarak yeni bir ekonomi oluşturulmasını “Sürdürülebilir Kalkınma” olarak ifade ediyoruz.
Birleşmiş Milletler (BM), yoksulluğu ortadan kaldırmak, daha iyi bir dünya yaratmak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için 2030 yılına kadar takip edilecek 17 hedef oluşturmuştur. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ola- rak tanımlanan küresel amaçlar, gelecek nesillerin, çocuklarımızın, torunlarımızın, çevremizin, daha iyi bir dünyada ve barış içinde bir arada yaşamasının güvencesidir.
AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI
Avrupa Birliği (AB) 11 Aralık 2019 tarihinde açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile 2050 yılında iklim-nötr ilk kıta olma hedefini ortaya koyarken; aynı zamanda sanayisinin dönüşümünü gerektiren yeni bir büyüme stratejisi benimseyeceğini ve tüm politikalarını iklim değişikliği ekseninde yeniden şekillendireceğini açıklamıştır. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki ilgili eylemler, enerji, ulaşım, sanayi, finans, inşaat, tarım dahil AB ekonomisini yeniden şekillendirecek ve her geçen yıl ivme kazanacak bir dönüşümün temellerini teşkil etmektedir.
Diğer taraftan, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB politikalarında öngörülen kapsamlı değişikliklerin yanı sıra, uluslararası ekonomi ve ticarette meydana gelen dönüşüm karşısında, ülkemiz kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde sürdürülebilir, kaynak etkin ve yeşil bir ekonomiye geçişi destekleyecek dönüşümün sağlanması, Türkiye’nin 1980 sonrası ihracata dayalı büyüme stratejisi ile küresel ekonomiyle sağladığı bütünleşmenin korunması bakımından büyük önem arz etmektedir.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Türkiye ekonomisi ve sanayisinin yeşil dönüşümü; kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyümenin tesis edilmesinin yanı sıra, ülkemizin AB başta olmak üzere, üçüncü ülkelere ihracatında rekabetçiliğinin korunması ve güçlendirilmesi için elzem görülmektedir. Bu alanda atılacak adımlar aynı zamanda ülkemizin küresel değer zincirlerine entegrasyonunun geliştirilmesi ve uluslararası yatırımlardan alacağı payın artırılması bakımından da önem teşkil etmektedir.
TÜRKİYE’DE PARİS ANLAŞMASI’NIN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ VE İKLİM ŞURASI
2021 yılı Eylül ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Kurulu’nda Türkiye’nin, Paris İklim Anlaşması’na taraf olacağını ve iklim kriziyle mücadeledeki kararlılığını bütün dünyayla paylaşmış, akabinde 2053 net-sıfır emisyon ile yeşil kalkınma hedefini açıklamıştır.
“Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” 6 Ekim 2021’de TBMM’de oy birliğiyle kabul edilmiş, Paris Antlaşması 10 Kasım 2021’de yürürlüğe girmiştir. 29 Ekim 2021 tarihli ve R.G. 31643 sayılı Cumhurbaşkanlığı Karar- namesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirilmiştir.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından iklim değişikliğiyle mücadelede kritik adımlardan biri olan Türkiye’nin ilk İklim Şurası, 21-25 Şubat 2022 tarihlerinde kamu sektörü, özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla Konya’da düzenlenmiş, Şura'da 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda yedi farklı alanda 217 yeni karar alınmıştır.
Alınan 217 önemli kararın tamamı İklim Şurası’nın resmi internet sitesinde https://iklimsurasi.gov.tr/sayfa/sonuc-bildirgesi adresinde yayımlanmıştır. Alınan bu kararlar, Türkiye'nin iklim değişikliği konusundaki taahhütlerini hukuki zeminde güçlendirecek “İklim Kanunu”nun hazırlanmasında da önemli bir referans kaynağı olma özelliği taşımaktadır.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK DENGESİ VE ÖNCELİKLENDİRME MATRİSİ
KAYRA ELYAF GERİ DÖNÜŞÜM’ün sürdürülebilirlik unsurlarını konumlandırmak, değerlendirmek ve önceliklendirmek amacıyla SU-2 dijital anket uygulamasının sonuçlarından hareketle Sürdürülebilirlik Denge Analizi uygulanmıştır.
Sürdülebilirlik dengesi yaklaşımı ile gerçekçi sürdürülebilirlik stratejisinin belirginleşmesi (entegre yaklaşımın sağlanması) için öncelikli konular matrisi (hassas ve özetlen- miş görünümü) oluşturulmuş ve analiz edilmiştir. KAYRA ELYAF GERİ DÖNÜŞÜM’ün sür- dürülebilirlik unsurlarını iç ve dış paydaşların gözünde etki-önem açısından öncelik durumuna göre içeren matris aşağıda yer almaktadır. Matriste mavi çizgiler iç ve dış paydaşlar için ortalama değerlerini ifade etmektedir.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AMAÇLARI VE ALT HEDEFLERİ İLE AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI KAZANIMLARI HİZALAMAMIZ